girme derim mikrop kapabilir.

Bir şey olmaz ama bence girme. Dikişler alındıktan sonra girmek daha güvenli. "İlla da girecem, beni tutmayın!" dersen gir. Milletin yanında pek yüzme. Sakin tek başına takıl. Issız plajları tercih et.

denizde her türlü bakteri var girme

Bepanten'i fazla sürsen doktora danışın yazar.

Fazla vitaminden bişey olmaz, özellikle fazladan içilmiş tek kapsülle. Boşa gider sadece idrardan atılır.

vitaminle intihar etmeye çalışsan anca kudurursun.. bişey olmaz..

ADEK vitaminleri idrarla atılamıyor, birikimi karaciğerde psodotümör yapıyordu galiba.

şimdi yapacağın bir şey yok. rahatsızlanırsan hafta içi dahiliyeye gidersin.

git bi acile.

250 tane içmezsen ölmezsin. dün acile gelen biri böyle intihar etmiş, öldü.

yeşillik ye, akşama içki içme, yağlı besin tüketme, iyi sıvı tüket, su olsun. fazla da düşünme.

gözünü temiz tutsun sıcak suyla, sıcak sallama çay poşeti ile kompres yapsın. papatya çayı daha iyi geliyormuş.

göz yaşı kanallarının tıkanması ve iltihaplanmasıyla çıkıyor.

bende çıktığı zaman şişkinliğin üzerindeki kirpikleri(korkulacak kadar değil, en fazla 3-4 tane)cımbızla kökünden alıyorum.bugüne kadar kendimde gözlemlediğim, hep daha çabuk iyileştiği bu şekilde.

annemin o kirpikleri çekecek kadar cesur olduğunu zannetmiyorum :) daha çok şunu sürün bunu sürün derseniz onları söyleyebilirim. Çay poşetini denetiyorum birazdan

anneannem olsa şimdi gel bir tüküreyim gözüne derdi. dua edip pupupu yapıyor, öyle tükürmüyor da şey işte, anladınız :)

bir de kocakarı ilacı olarak sarımsak sürerler kimi yerlerde. sabun kaçıran da oluyor bu gibi durumlarda. ne kadar sağlığı etkiler bilemem ama ben de denedim kullanılmamış temiz sabunu sallama çaydan fayda göremeyince, faydalı olmuştu.

Kimse 41 kere göze vurulacak dememis hayret. :))

Ne zaman arpacik cikcagini hisseden bi arkadasim olsa refleks olarak bunu yapiyor ilk.

kirpik dibi iltihabı olduğu için inanın ki kirpikleri çekmek çok işe yarıyor.bunun dışında antibiyotik göz damlaları ve pomadları eczaneden temin edebilirsiniz. eczacı gereken yardımı yapacak, uygun olanı verecektir. fiyatları da oldukça uygun zaten ilaçların. geçmiş olsun tekrardan.

terramycin pomad al, gözünü ılık su ile yıka, kurut sonra da aşağı göz kapağının beyaz olan kısmına sür, gözünü belli bir süre kırp, etraf bulanınca da gözlerinin ikisini de kapa, bir müddet böyle bekle. gün boyunca 3x1 şeklinde yaparsan ve göze mikrop bulaşabilecek herhangi bir konteminasyon yaratmazsan, işte elinle gözünü ovuşturmazsan, makyaj yapmazsan falan iyi olur. hatta o pomadı sadece gözüne değil yara olan herhangi bir yerine bile sürebilirsin, mucize gibi bir şeydir. büyüklüğünü bilmiyorum ama bir hafta, on gün içinde iyi bir etki görebilirsin. geçmezse okut duası kuvvetli birine, o da olmazsa bir göz doktoruna git ki ufak bir işlemle onu oradan almak isteyebilirler. Bunların hepsi mi? hem denendi, hem de öğrenilen tıbbi bilgi.

sarimsak arkadasim.
ikiye bol sarimsagi, sur arpacigin ustune. gozun icine degil, arpacigin ustune, yanmaz korkma. biraz kokar sadece.

yalniz eger arpacigin uc veren kismi gozun icinde kaliyorsa o biraz zor iste. oyle olunca yani o uca ulasamazsan gecmesi mumkun degil.

bende de yaklasik 1 ay boyunca gecmeyen bir arpacik olmustu ve bir turlu uc vermiyordu. Antibiyotik. pomade, damla vs hepsi hikaye olunca en sonunda goz doktoru nesterle ufak bi cizik atarak patlatmisti.

Ben çok çektim arpacıktan, o yüzden bilirim ne fena bişey olduğunu.

Günde 2 kez, sıcak suyun içine biraz bebe şampuanı damlatın, karıştırın ve bir pamuk yardımıyla annenizin gözüne pansuman yapın. Bir de yatmadan önce arpacıklı bölgeye sarımsak sürebilirsiniz. Geçmiş olsun...

valla cok ucuk gelebilir ama reiki yaptiracak birisini bulursaniz faydasi oluyor. ben iki kere arpaciktan oyle kurtuldum.
(bkz: reiki)

Demlenmiş bayatlamış çayın içine pamuk ban, gözünü o pamukla yıka, pamuğu at, yenisine geç.

Günde 2 tekrar 5-7 doz.

- sıcak uygulama
- antibiyotikli krem ve damla

bazen geçmiyor kronikleşiyor. şalazyon adını alıyor. basit bir operasyon yapılması lazım. lokal anestezi ile bölge kazınıyor.

evdeki bepanthen tableti 3x1 şeklinde alabilirsin, çok sıkıştırırsa 4x1 al, nasonex'i de 3x1 kullan bir problem olmaz, diş için ağrı kesici ve antibiyotiği de kullanmaya devam et, yarın olur da fırsatın olursa bunlara ek olarak nurofen cold and flu alıp 4x1 onu alabilirsin, iyi gelir, onun dışında bol sıvı al ve c vitamini takviyesi yap kendine, papatya çayı ve rezene de "anne bana meme!" kıvamında sakinlemene yardımcı olabilir, lakin pipetle iç, içeceksen de yara yerine akşam akşam sıcak bir ayar verme, geçmiş ola.

Bence seni kütük gibi uyutacak bir şeyler iç. Burun tıkanıklığna rağmen dalmanı sağlayacak kadar. Aferin olabilir.

Adaçayı!

Ağrı kesici ve antibiyotik diş için zaten kullanıyorsanız yanına clarinase eklerseniz burun akıntınız vb yardımcı olcaktır nasonex e gerek yok.Ayrıca dinlenme + ıhlamur adaçayı vb bol sıvı tüketmeye gayret edin.

öncelikle geçmiş olsun, foster kontrol etmekte zorlanılan astımı belli bir süre kontrol etmek için kullanılan bir çözeltidir, şiddetlenen ataklar zamanında başlanmaz, yani belli bir süre denenerek kortikosteroid kullanana kadar idame etmesi için kullanılan bir çözümdür, geneli böyledir, hasta kortikosteroidleri tolere edemezse de düşük bir dozda bu çözeltiye devam edilmesi istenebilir, kontrol edilmesi istenen astım ilaçlarının neredeyse tümünde kortikosteroid bulunur, kortikosteroid hücre gelişimini olumlu yönde etkilediği ve hücre iyileştirmelerini de hızlandırdığı için-kısaca böyle diyebiliriz- kullanılır, yani bu iyi bir şey. kötü olan tarafları uzun süreli kullanımlarda ortaya çıkan yan etkilerdir, evet bunlarda oldukça çoktur. ama senin açından şöyle bir güzel taraf var, bu etkiler inhalasyonla kortikosteroidleri aldığın için daha geç sürede çıkacaktır, ve maalesef hayatın için önemli ilaçlarda bunlardır, astımının gidişatının kontrolü için hastaneye gidip, göğüs hastalıkları birimi doktorlarından ve hemşirelerinden bunun gidişatı için yardım alabilirsin. İlacı da keseceksen kafana göre kesme, ya bir hekimden yardım alarak kes, ya da 14 gün kesmeden kullan sonrasında bir hekime görünerek yardım iste. sigara kullanıyorsan da içmek yok, ona göre.

kortizon öldürmez ama astım öldürür. 100mcg dediği 100mikrogram gibi birşey olsa gerek. eğer doğruysa 0.1miligram imiş. başka bir sebeple hergün 10mg kortizon alıyorum. günde 50-60 mg ve daha fazla alanlar. birşey olmaz kullan gitsin.

dediğim gibi ilacı kullanmaya başlayalı 5 hafta oldu, 2. haftasında kontrole de gittim ve durumda düzelme vardı. ilaç, gidişatı hızla olumlu yönde etkiledi ama, uzun süre kullanmak zorunda olma düşüncesi korkutucu... sigara kullanmıyorum bu arada :)

bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim

Ha bu arada sana da geçmiş olsun s.n.

Geçmiş olsun. Alakasız görünecek ama çok alakasız değil; o inhalasyonu kullandıktan sonra ağzınızı çalkalıyorsunuz, değil mi? Eğer çalkalamıyorsanız, çalkalayın. Diş sağlığınız ve ağız içi yaralarla uğraşmamanız için lazım bu.

biter zamanla ya neden bitmesin. sana ne artık "o"nun ne sevip sevmediğinden?

bitmez ama kontrol edilip bastırılabilir.

zamanla bitiyor. en yogun yasayanlarinki bile yaklasik bir sene sonra tamamen kayboluyo. ben ne dovundugumu aci cektigimi bilirim birlikte izledigimiz filmler replikleri falan ama harbiden unutuluyo zamanla

iki güzel özelliği var insanoğlunun, biri unutmak,biri de alışmak, bi de bunları güzel harmanlayan zaman.. herşeyin ilaçları bunlar.. yeri gelip sümüğü çeke çeke hepsi geçip gidecek

rutine bağlayıp, işten, aileden başını kaşıyamadığın an biter. çünkü sen bir şey izlemez ve işten güçten başka bir şeyler yapmaya fırsat bulamazsın, böyledir bu. Bir şekilde beyninin adam-kadın ile bağdaşan bölgelerini bir şekilde meşgul etmen gerekir.

zaman filan iyi güzel ama o zamana bir de insan eklenmezse unutamazsın.

ben bitirememiştim. hala da paylaşıyorum arada mail atıyorum paylaşmam gereken bir şey gördükçe. ne kadar medeni ayrıldığınıza bağlı.
çok da abartmamak lazım tabi. sadece link at yeter mesela, her gün atma, mail olsun falan.
kendi kafanda birilerini bulduğunda azalıyor bu dürtü ama tecrübe ettiğim kadarıyla. onla paylaşıyorsun bu kez yeni sevgilin olmasa da.

kan tahlili yaptır.

(içmiyorsan) bol su iç.

tansiyonun öyle pek düşük değil, hatta o 8 10.5'a büyük gelmiş.
tiroid olabilir.

tansiyondan anlamam ama kilo fazlan varsa da olabilir.

uykusuz olabilirsin,yeterince su icmiyo olabilirsin.düzensiz hayat varsa o da psikolojik olarak yapabilir bunu.

Bir geniş hemogram ve CRP şart, yani kan tahlili gerekiyor. Anemi(kansızlık), bir anda terleme ve baş dönmesi de varsa tiroit hormonlarında bozukluk olabilir bunun yanında b12 eksikliği de mümkün olabilir, dişindeki apsenin vücutta yarattığı enfeksiyonel durumu ise crp gösterir, kısacası tansiyonunu ölçtürmeye devam et, her gün aynı saatte ve aynı mood'da, yani aynı tansiyonu ölçtürmeden önce 5 dakika otur ve dinlen sonra ölçtür. Ölçümde yanlış olmasın, tansiyonun manşonu ile kalp seviyen eşit olsun, manşonu da kolunu bükmeni yarayan eklemin iki parmak üstüne koyarak ölçüm yaptırın. Onun dışında tansiyonunuzu önceden ölçtürmediyseniz ve değerini daha önceden de bilmiyorsanız düşük diyemezsiniz. İdeali 120/80 mmHg yani 12/8'dir ama kişinin damar ve kalp sağlığına göre bu oran herkeste değişir bilinen tek bir şey varki yüksek tansiyonunun ideal ölçüleri birdir onun dışında birinin 12/8'i bir başkasının 10/8'i ile ideal olabilir. O yüzden tansiyonunuza düşük diyemeyiz. dişindeki apse için doktora gittiğinde bu dediklerimde kulağında küpe olur adamın dediklerine yabancı kalmazsın, zaten gittiğinde düzenli bir prosedür gibi bunu sana uygulatacaktır. Kan tahlili için 8 saat aç kaldıktan sonra sabah erken saatte doktora gitmen sonuçların başarılılığını arttırır, bilgine.

yaş kaç?

yaş 26

hani üzülürsün falan tanisyon aniden düşebilir, o zaman tuzlu ayran iç, yemeğine bir öğünlük biraz fazla tuz koy deriz. tuz yani tedavisi. ama kanka düşük tanisyon sürekli mevcut ise sorun kalp kan veya hormonal kaynaklı olabilir.

Eğer iyiye değil de kötüye gidiyorsa bir sorun var demektir. 1-2 gün gözlemlesin morluk sarılığa veya yeşilliğe dönüyorsa veya azalıyorsa sorun yoktur.

3 kere bileğim burkuldu, ilkini alçıya almışlardı, hepsinde de davul gibi şiştikten sonra 2-4 gün içinde morarmıştı ve 1-2 hafta içinde geçmişti, linke de baktım kesinlikle yanlış yönlendirmek istemem ama benim de ayağım alçıdan çıktıktan sonra hala şiş ve morarmış durumdaydı, o azıcık dinlendirme ve üzerine basmamayla alakalı, ben darlanıp alçılı ayakta basket bile oynamıştım, bu tür olayların şiddeti bir olmadığı için karşılaştırma ne kadar doğru olur bilmem, bence 3-4 gün sabretsin ve yormasın morluk büyük ihtimal geçmeye başlayacak

çok yardımcı oldunuz, teşekkür ederim

Alçıyla birlikte hareketsiz kalan ayakta damarlar ve kan akımı vücudun geri kalanı kadar hareketli ve sağlıklı değildir. Bundan dolayı alçı çıktıkran sonra ayak morarmış olabilir, yapılması gereken kan damarların dilatosyonunu yani genişlemesi sağlamak, bunun için ayağı yukarıya kaldırın ve üzerine de sıcak bir su torbası vs. koyun. Yalnız su torbasının direk vücuda temasını önleyin, yastık kılıfı ya da hafif kalın bir şeyin içine koyarak torbayı ayağınızın üzerine koyun ve de ayağınızı hafif hafif hareket ettirmeyi deneyin. Bu işlemi sağlıklı bir şekilde tekrarlayıp uygularsanız, zamanla renginde değişim olacağını da görürsünüz. Geçmiş ola.

pastil dene varsa ve gargara veriyor genelde dr bana bööle olunca. tabi asıl ilacın antibiyotik de onu dr a gidince o yazar zaten.

Evet pastili yazmayı unutmuşum. Onu da günde 3-4 tane alıyorum ama pek rahatlatıcı bir etkisini hissedemedim. Gargarayı neyle yapayım suyla mı? Yoksa dişim çekildiğinde doktorun verdiği bir gargara vardı onunla mı? Onunla yaptım geçen akşam, dilini uyuşturuyor insanın. Bir de ertesi sabah daha kötü oldu sanki.

www.eksisozluk.com bundan varsa falan bu olur ama genelde gargaraların da olayı zaten boğazınızdaki mikropları kırmaya çalışmak (çok bilimsel bi açklama değil ama idare et)

katiyetle; tantum verde sprey , günde 4 kez gibi, 3, 4 fıs boğaza!!!

destek olarak da odun tarçın ve karanfili birkaç dakika kaynatarak elde edilmiş çay..

kara biberli bal yemek.

pyro clustic flow'un dediklerine ek olarak (bkz: her şeyi yazmış adam), nurofen al, cold flow yazar üstünde çok aciliyetin varsa bunu alabilirsin ha birazcık pahalı kaçarsa da minoset tarzı bir ibuprofen içerikli ilaç alman bu süreci atlatmanda sana yardımcı olur. Onun dışında fazla kuru ortamlarda bulunma mesela dışarıya bu kuru havalarda çıkma, evinde kalorifer ya da soba varsa üzerinde ortamı nemlendirmek için gerekecek bir tas suyun olsun, boğazının ne soğuk ne sıcak olması lazım, o yüzden yediklerinin ılık olmasına dikkat et, sigara içiyorsan katiyen içme, bu süreçte içersen sen bu dediklerimi yapıp ıkınsan da geçmez, ayrıca içmiyorsan da içilen ortamdan uzak durmalısın. Bunlar dışında bol sıvı al, bolca dinlen ve de c vitamini candır devam et almaya, şimdilik bu kadar, geçmiş ola.

Evde kloroben var gargara olarak. Ama daha iyiyse yarın o zaman eczaneden tantum verde sprey de alayım. Yediğim bala karabiber de ekeyim. Diğer dediklerinizi de yapayım.

'faranjit' ki bu

benim boğazımdaki her türlü oksürüğü gıcığı filan strefen denen pastil geçiriyor. daha önce eczanenin birinden pastil istedimi smart-drops diye bir şey verdi. alma sakın, uzak dur. kendisi "şekerleme" olup içinde glikoz şurubu filan var. strepsils de işe yaramıyor, sadece strefen. "for relief of painful sore throats" yazıyor üstünde de hatta. hani tam sorunun cevabı olmayabilir ama aklında olsun. günde 3-4 tane, tamam. zaten yeni bi tane alman gerektiğinde hissediyorsun.

mucize gibi geldi bana bu pastil önceki hafta da, bu heyecanla yazdım bu kadar. lafı çok uzattım, pardon :) geçmiş olsun.

doğum kontrol hapları ikircikli şeylerdir, kullanınca sivilce basanı da var sivilceleri yok olanı da. o yüzden roaccutane'ı kullanmaya devam edip risk almamak en iyisi.

roaccutane bir müddet kullandım çok feci etkileri oldu karaciğerimle filan ilgili umarım d.k. ile eş zamanlı kullanmıyorsunuz vücudunuza zarar verebilirsiniz.

Doğum kontrol hapı dediğinizden kasıt ertesi gün hapları değildir umarım? Zira o hapların ayda bir alınması gerekir ve de haliyle bu sürkülansta ayda bir alınınca roaccutane ile birlikte alınması gibi bir durum sadece bir gün olabilir bu da sıkıntı değildir. Onun dışında kullanılır evet ama doğum kontrol hapı bir hormondur ve alınan hormonla vücutta metabolizma hızı artar hücreler kendini psikopatça yeniler durur ondan dolayı sivilceler azalıyor gözükebilir, artması da ondandır zira deri kendini yeniler içten içe yapılaşmaya girebilir. Yani mühim olay şöyledir, roaccutane ve doğum kontrol hapı birbirinin yollarını düzeltmek için çalışan iki ayrı belediye gibidir. Yeterki düzgün ve yerinde kullanın ve de roaccutane ile birlikte ayda bir planlanması gereken kan testlerindeki ALT, AST, LDH, HDL gibi karaciğer fonksiyon testleriniz normal düzeylerde çıksın. Geçmiş olsun.

kendini kasmış olabilirsin. eğer çok zayıf ya da çok kilolu değilsen yanlış yere yapma riski pek yoktur. boşuna kaba et demiyorlar:)

goldentitan+1. bir sakatlık olmuş olacağını sanmam. geçmiş olsun

Eğer yanlış yapsaydı şu anda bu kıvamda olmazdın, bir yanın felç kalabilirdi ya da kalıcı olmasa da ciddi hasarın olabilirdi. Kaba etten yapılan enjeksiyonların tehlikeli olmasına neden olacak tek bir etken var oda; iğnenin siyatik sinire denk gelmesi ve de o bölgeye ilacın uygulanması. Böyle durumlarda şu haberlerde görülen sonuçlarla karşılaşmanız an meselesidir. Onun dışında kaba et temizdir, candır, mühimdir. Bir şeyiniz yok. Bel fıtığınızdan dolayı karıncalanma oluyor onun içinde egzersizlerinizi kendinizi zorlamadan yapın ve fıtığınızın takibini düzenli bir şekilde yapın. Bunlar önemlidir. Geçmiş, göçmemiş ola.

bir süre sonra geçiyor o ağrı ve şişlik. morluk daha sonra başlayabilir.

emboli riski iğne vurulurken olmuyor mu? kan vermede yok öyle bişey diye biliyorum.

demek sadece bana denk gelmiyormuş...geçmiş olsun yumruk yap bırak kolunu hareket ettir varsa kas gevşetici sür/al

bu hemşireler sadece yatakta mı iyi işlerini yaparken ne yaparlar anlamam zaten...

banada her kan verdiğimde oluyor sertlik ve ağrı problem yok bişey olmaz yani dert etme. don't worry bro :)

Üzerine saf alkollü pamuk ya da gazlı bez bastır o şişlik geçecektir, büyük ihtimalle venden alınan kan perifere dağılmıştır, daha önce olmaması hiç olmayacağı anlamına gelmez hemşirelere de bok atmamak gerekir, düşünün ki sadece hemşireyle ilgili olsaydı her şeyin standardı olan Dünya'da bunun da bir çözümü olurdu yalnızca yapanın marifeti değil yani işin içine tıp giriyor, insan bedeni, hücre metabolizması vs. giriyor. Onun dışında bol su iç, perifere dağılan kan dolaşıma katılıp belli bir zaman sonra geçecektir, acıyabilir normaldir, ağrı fazla gelirse ibuprofen içerikli minoset tarzı bir ilaç al bir şey hissetmezsin rahat da uyursun.

en son kan alınan kolumdaki morluk 10 günde geçti, ve yaşadığım zonklamayı anlatamam o ilk 1 saat. aklım çıktıydı damara bir şey oldu diye. damar bulmada zorlanıyor hemşireler bende.
ben de merak ediyorum nedir ki acaba en büyük risk kan alınırken? acemi hemşire öldürür mü?:)

nane-limon iç.

Sıvı açığını yerine koyman lazım. Seni ne kusturmayacaksa onu iç, ama iç. Tabii kola olabilecek en kötü alternatif :)

Ateş için ateş düşürücü 6 saatte 1 kullanılabilir. Ilık duş alınabilir.

mümkün oldukça çok dinlen, su tüket. evde varsa tylol hot iç, hem uykunu da getirir.

Olaki miden bulanıyorsa, sıcak ya da soğuk su içmen tavsiyedir. Misal sıcak suyu çorbayla da içebilirsin, virütik bir durum gibi görünüyor onun araştırması tahlili öyle elzem bir durum olmadığında pek bakılmaz. O yüzden su içip senin atman lazım, kusuyorsan da kusabilirsin ama bu durum seni çok rahatsız ediyorsa antiemetik ilaç alman gerekiyor bunun için doktorunla görüşebilirsin. Kustuğun için yüzünde sararma, aşırı terleme ve baş dönmesi gibi bir durumla karşılabilirsin bu durumu takiben 15 dakika içinde kaslarında çekilme, kramp bir durum söz konusu olursa acil hastaneye gitmen gerekli olur. Dolan dur şimdi, kusmaktan kaybettiğin elektrolitlerin alımı içinde mide bulantısı ve biraz tok mide ile soda içmeni de tavsiye ederim.
Geçmiş ola yoldaş.

Nurofen alabilirsin eğer soğuk algınlığı ya da grip başlangıcıysa. Eczanelerde 8TL.

Nane-limon+aferin bol bol vitamin geçmiş olsun

placebo alabilirsin en iyi yöntem o. song to say goodbye'ını dene (:

theraflu+vurup kafayı uyumak+tylenol= 2 günde iyileşme

Nurofen candır, alırsan hızlı toparlarsın. Ardından sınav dışında dinlenmen lazım, bol su-sıvı tüket ve de c vitaminine boğabilirsin kendini, bunlar dışında zaten başka bir tedavisi yok bu illetin. geçmiş ola.

içtiğin suyu mu değiştirdin 2 3 aydır? çünkü minerali ph.ı bilmemnnesi falan suyun kalitesini belirliyor. kalitesiz su içiyor olabilirsin

kullandığınız ilaçlar var ise yan etkilerinden birisi olabilir. prospektüste ağız kuruluğu şeklinde oluyor genelde. Onun dışında bu dönem yemek kültürünüz değiştiyse, yağlı/tuzlu yemeler o da sebep olabilir.

Diabetes mellitus olmayasınız?

şeker testi yaptırsan?

(bkz: diabetes insipidus)

psikojenik'te olması mümkün ama ayırıcı tanı yapılması lazım. dahiliye-endokrinoloji polikliniğine başvurun mutlaka.

çok yemek yeme, çok su içme, çok tuvalete çıkma arkadaşların dedği gibi diabet belirtisi olabilir.bir doktora gidin.

ya ben 24 yaşındayım =)

24 yaşında olunca diabet olunmuyor mu?

Çok su derken ne kadar su?

Diabetes insipidus olma ihtimali var ama miktar önemli günde 1 damacana tüketiyorsan o zaman insipidus denilebilir, bir kaç nedeni var insipidus ise de, o yüzden miktarı mühim, Dahiliye polikliniğine gitmeni tavsiye ederim, onun dışında normal içtiğinden daha fazla içmeye başlamış isen ve normal içtiğinde günde 18 litre değilse yine dahiliye başvur, diabetes mellitus için sana bir şeker yüklemesi yapsınlar kan şekerine baksınlar, sorunu onlar bulacaktır. Geçmiş olsun.

bi ihtimal diyabet olabilir.

bu arada türkiyedeki 18 yaş altı diyabetli çocuk sayısı 15 bin.

dahiliye poliklinik

alkol ya da kolonya ile acıtmadan çıkartılabilir. ama sıyrık var demişsiniz yakabilir de.

ılık suyla ıslatın, flaster kendini bırakır..

Alkol veya kolonya canını yakar muhtemelen, aseton iyi bir çözücü yoksa bu tür durumlarda ama kullanmaya korktuk. Kantaron yağı sürdüler bıraksın kendini diye ama sanırım pek işe yaramamış.

Ilık suyu bir önereyim, denesinler.

ılık su, krem vs.

Bu durum flasterin çeşidine göre değişse de aseton üzerinde yara olabilecek hiç bir şeye kullanmayın, saf alkol en temizidir, yara açık değilse kullanabilirsiniz. Onun dışında ılık su belki bir nebze tesir edebilir, devlet hastanesinde tedavi gördüyse en dandik flasterlerden olup bunları bu dediklerimle çıkarabilirsiniz, özel bir hastanede tedavi edildiyse de büyük ihtimalle hava alan ama su geçirmeyen flasterdir bu yüzden ılık su da işe yaramaz. Alkol belki bir nebze işe yarayabilir. Kabuğu kaldırmamanız ufaklık için en iyisidir bu arada dikkatli davranın.

zeytinyağ vb. bişeye pamuk bandırıp flasterin orlara sürün. gerçi pamuk kalıntıları rahatsız etmesin sonrada, gazlı bez varsa o da iş görür.

Teşekkürler cevaplarınız için, yarın ılık su ile çıkarmayı deneyeceğim. Olmazsa alkolle de denerim.

@Merena: Kantaron yağı -saf zeytinyağında masere edilmiş Hypericum perforatum bitkisi- ile denemişler, hala da ara ara sürüyorlar. Şimdilik sonuç alamadık malesef.

Gönder, capsla, sözlükten yaz bir bakalım değerlendirelim yalnız 11'de otobüsüm var bugün değerlenmesini istersen o vakte kadar beni yakalayabilirsin.

caps?

yoğurt bi işe yaramaz zaten. soğuk suya devam. hemoroide rağmen. evde varsa, kuvvetli bir ağrı kesici iç.

çokkkk geçmiş olsun. soğuk suya devam et. nazın geçecek biri varsa krem alsın getirsin sana, gerçekten saat filan boşver yani, önemli.

kendi yaşadığım bir şeye göre bir şeyler yazıcam, ama sen yine de tutabildiğin kadar soğuk suda tut.

sudan çektiğinde çok acıyor biliyorum, ama şunu da biliyorum ki soğuk su altında acı 7 - 8 derece olsun, soğukla temasını kestiğindeki acı 15 dereceye fırlar ama ilk bir kaç dakikayı atlattıktan sonra 7nin filan da altına düşecek.

o kadar geniş bir alanda değil ama fırından çıkan alevalev metal tepsiyi sımsıkı tutup kaldırıp salaklıktan 1-2 sn bırakamayınca ölüyorum sanmıştım, annemlerin ısrarıyla ciyaklayarak buz torbasını bıraktım 40-45 dk sonra. bir hayli azaldı ilk şoktan sonra.

acile gitsen olmuyo mu? zira silverdin gibi bir yanık kremi şart. o da acıyı kesmez ama sonrası için çekeceğin acı miktarını azaltır. soğuk su ilk aşamada iyi ama suyla olacak iş değil.

Hastane uzak ve acile gidecek kadar param yok...evde kalmak daha iyi o yüzden şimdilik...

o zaman illa ki bir yanık kremi bulup alın. ben de üzerime çay döküp yanmıştım. doktor ilk aşamada soğuk duşa girip silverdin sürmemin yanığın derecesinin az olmasında önemli olduğunu söylemişti. yoksa çok iz kalırmış. bi ara eve ilaç getiren firmalar vardı. çok pahalı mıdır bilmiyorum ama yanık acısı ciddi bir şey. çeken bilir.

Madem para yok ve hastane uzak, öncelikle bol bol sıvı tüketmeye başla, suyun altından çektikten sonra o bölge kurumaya başlayacaktır böylesi daha sıkıntı verici olur, elinde ph seviyesi 5.5 olan bir krem mevcutsa onu rahatlıkla sürebilirsin en azından nemli kalması önemli, bu arada sürerken üzerinde kabuk ya da soyulma vb. bir oluşum varsa ilk etapta onları soyma, ayrıca da yaranın daha derin olduğu bölümlerde de kremi bolca yayarak sürmeye çalış, arka nem falan iyidir krem önemli.

Not: bundan sonrada su torbasını kullanacaksan torbayı direk kullanacağın yerin altına-üstüne koyma, önce bir yastık kılıfı ya da havlu ile torbayı sar sonra altına-üstüne koy, böylece yanıkları önlemede ciddi bir önlem almış olursun.

Kabuk falan yok daha... su toplarmı acaba... Cuma akşamı 12 saatlik bir yolculuğa çıkacam..Offf yaa......yanık kremleri etkisini hemen gösterirmi ?

Yaranın derinliğine göre su toplayabilir, onu öyle kara kara bakarak bilemezsin. Yanık kremleri içeriğindeki deriyi besleyici karışımlarla etkisini gösterecektir ayrıca vücudu mikroplara karşı koruyan bir tabaka görevini de üstlenir. zaten yanıklarda amaç cildi nemli tutmak, yanıkla beraber kaybedilen sıvı dengesini sağlamak ve derinin yenilenmesini hızlandırmak olduğu için derinin yararına ne yaparsan kardır. Ayrıyeten önceden de dediğim gibi, normal içtiğinden daha çok su tüketmeli ve deriyi canlı tutmalısın. Yalnız böbrek ve kalp problemin yoksa günlük 3-4 litre arası su tüketmen yeterlidir. Onlarda bir problem varsa fazla su senin zararına olur bunu da bilesin.

sabah silverdin sürüp,ayağımı komple streç filmle sarsam iyileşmesini hızlandırırmıyım_? yani havayla temasını kessem...

havayla temasını kesme. olur mu öyle şey su toplar. ve daha kötü olur.

Öncelikle geçmiş olsun dostum.

<-- Okunmasa da olur (: -->

10 12 sene kadar önce bir muhabbet kuşumuz vardı. Kendisi ocaktan yeni indirilmiş bir kuru fasulye tenceresinin içine düştü. O telaşla tencereden hemen çıkardık ama çıkardığımız şey doğal olarak küçük bir et parçasıydı tüyleri felan komple yok olmuş.

Sanıyorum bi' 10 dakika içinde öldü.

Ertesi gün ablam iş yerinin altındaki veteriner hekime sormuş. Ne yapsaydık ölmezdi diye. Hekimin dediği şu; bir elmayı rendeleyip oluşan püreyi sürseydiniz hiç bir şey olmazdı.

<-- Okunmasa da olur (: -->

Bu yukarıdaki olaydan yaklaşık 1 2 sene sonra yine ocaktan yeni indirilmiş çaydanlığa (evet ocaktan bir şey alındığında bir bizim evde teklikeli durumlar yaşanabiliyor (: ) yeğenim çaptı ve komple bacağının üstüne döküldü 4 5 yaşlarındaydı o zaman.

Veterinerin elma püresi geldi aklıma iki tane kırmızı elmayı rendeleyip püreyi sürdük bacağına.

Sonuç: bir saat sonra acı, yanık, su toplaması değil bir kızarıklık bile yoktu.

Uzun yazdım ama benzeri durumlarla karşılaşanların aklında bulunsun.

yardımlarınız için çok teşekkür ederim.. gece sabaha kadar buzlu suyun içinde beklettim.. duvara yaslanıp uyudum..Sabah uyanıp sudan çıkardıımda ayağım bembeyaz olmustu... şimdi pek acım yok..su topladı biraz..Silverdin ile pansuman yapıp üzerine peçete kapadım ... hızla iyileşiyor.... sadece su topları patlayacak gibi..

basmak için zorlamayın. olabildiğine yük bindirmeyin. mümkünse alçı çıkana kadar zorlamayın. iki kere ayak bileği çatlatmış tecrübe olarak söylüyorum ama yine de asıl doktorunuza sorun.

Doktorun önerisi 15-21 gün arasındadır, genelde tarak kemikleri tekrardan kırılmaya meyilli garip bir yapıya sahiptir, o yüzden ayağının üstüne ne kadar az basarsan kaynaması sırasında olabildiğince doğru bir şeyler yapmış olursun. yoksa ciddi söylüyorum birisi gelir ayağına basar yine kırılır, o yüzden fazla zorlama. Bu süreç zarfında kalsiyum içeriği bol gıdalar tüket. misal haftada 3-4 gün sabahları katı yumurta sarısıyla birlikte mideye indir, bol süt iç, gaz yapıyor dersen eczaneden calcium-d sandoz al, ucuz bir şeydir, günlük kalsiyum ihtiyacını gidermende sana yardımcı olur.

Not: Oynatma ayağını ulan.

Çok kapalı kutu bir soru, stres anında mı ortaya çıkıyor? Bu bilinmeli, düzenli olarak kullandığın bir ilaç var mı? Son zamanlarda vücudunun herhangi bir bölgesine batan bir cisim oldu mu? Boyunda düzleşme ya da boyunla ilgili bir ağrın var mı? Yanma hissiyle beraber özellikle ellerdeki küçük parmaklarda uyuşma hissediyor musun? En önemlisi de Başın sol arka kısmını ellediğinde eline gelen bir çıkıntı, kitle vs. gibi bir şey var mı?

Kısacası iş kafa olunca işler karışabiliyor. O yüzden detayı bol olmalı ve bu hissettiğin şey eskiden olduğu halde şu anda şiddetlendiyse kesinlikle doktora gitmeni tavsiye ediyorum. Erken tanı ve tedavi önemli bir basamaktır atlatma.

hım bi tür saplanma gibi mi? şimşek veya? bi doktora gidin derim tansiyona da baktırın.

çocugun tvdeki görüntülerinini ardından öldüğü haberini duyunca çok şaşırdım,ister istemez bu ihtimaller geliyo akla, ben de merak ediyorum.

sorduğun soruya doğrudan cevap olmayabilir ama konuyla ilgilenenler için:

dels.nas.edu

pdm.medicine.wisc.edu

www.massey.ac.nz

burada biraz açıklamış arkadaş;
(bkz: enkazdan çıkarılan kişinin kısa sürede ölmesi)

evet, boğa etkisi entry'sinde izah etmiş durumu. sağlık ekibinin olmadığı bir yerde birini apar topar çıkarmak gayet ölümcül olabilir yani... bu şekilde hayatını kaybedenler varsa çok üzücü.

bi de ufak bi gezinti sonucu şuna ulaştım.
www.istanbulsaglik.gov.tr
41. sayfada marmara depreminde çoğu hastanın hiperpotasemi nedeniyle kaybedildiği ifade edilmiş.
(bkz: crush sendromu)
(bkz: ezilme sendromu)

Sıvı replasmanı ve burası daha önemli, bu kişiye acil bir şekilde diyaliz yapılmalıydı. Ezilme sendromunu okuyunuz önemli bir bilgi içeriği oradadır. Her doktorunda bu bilgiyi bilmesi gerekir.

bildiğim kadarıyla büyük optiklerde göz numarası da ölçülüyor bedavadan. gözlüğü ordan alıcaksın tabi.

farketmez. 15 tl.

15,5tl

Var mı arttıran 15,5tl oldu. Optikçiye değil uzmana git, adı üstünde adına sanına bakman için adam "title" peşinde koşuyor vardır bir bildiği. Sonra makina ölçücek optikçide astigmatın olucak ve de makina senin miyobunu arttıracak vb. gelişi güzel hikayeler çok oluyor bu memlekette ve göz katakulliye gidiyor, yanlış hareket.

1 taneden bir şey olacağını sanmıyorum.bir arkadaşım 3-4 tane antidepresan içip peşine bir küçük rakıyı devirmişti.sonuç olarak;acilde tuzlu su içirmişlerdi :)

"Bu bilgiler bu işten anlamayan bir kişi tarafından verilmekte ve oluşabilecek zararlardan bu kişi mesuliyet kabul etmemektedir."

Yüksek dozda kusma, karın ağrısı, diyare, ciltte yanma, böbrekte hasar :D görülmekteymiş.

4 saat sonra tekrar içmezse bir şey olmazsa büyük ihtimalle. Yine de diğerini 20 saat sonra alsın ve normal içme düzenini devam ettirsin.

4 saat sonra 1 adet alınan antibiyotik'in, içeriğindeki etken maddeye karşı alerjin olmadığı sürece bir zararı dokunmaz. intoksikasyon görülmesi için biraz daha bu tempoda çalışman lazım. Olursa en fazla ciltte amaçsızca kaşınmalar olur o da pek bir ayrı tipsen ancak olur, onun içinde kaşınan yere buz koyarsın bir şeyin kalmaz.

bize olmuyor çünkü sigara içmiyoruz. bizim ciğerlerimizin rengi pembe.

Doktora gittiğinde sana ileride KOAH(Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) olma riskinin olacağını dile getirecek ve sigarayı bırakmanı önerecek. Şu televizyonda çıkan sigarayı bırakın reklamları var ya onları gözüne sokacak, meleti bırakacaksan şu anda bırakma vakti, bırakamıyorsan da gece üst-üste o kadar sigara içme, her sigara içişinden sonra da bünyeye bol bol sıvı takviyesi yap, yani su iç. Bir kaç gün böyle dene, bu gıdıklamalar soluk almanı rahatsız edecek boyuta geldiği an ise doktora koşturma vaktin gelmiştir.

biradan ve ekmekten vazgeçmen lazım. ya da t-shirt'ten.

bu yürüme işine kaç aydır devam ediyorsun?
mesela 7 aydır haftada 30 km koşuyorum, nur topu gibi göbeğim eridi gitti fakat en sonda inatçı yağlar var oralar fena işte. kolay kolay eritemiyorsun. ben ancak 7 ayda toparlayabildim.
yürümüsen de tempolu koşsan daha hızlı sonuç alırsın. sporu devamlı yap, hareketlerini bilinçsiz yapma. (örneğin günlük 200 mekik falan gereksiz olur göbekliyken. göbek altı baklavan olur)
sabırlı ol, yediklerine dikkat et, aç kalarak eritemezsin. dengeli ye. hamburger falan uzak dur, proteini, kaloriyi pis pis yağlardan değil de doğal gıdalardan al. bol bol spor. bitti bu kadar. ben yaptım oradan biliyorum.

karnini calistiracaksin. baska yolu yok. yedigini kissan bile yaglanma bolgesel oldugu icin yalnizca yurumekle erimez

bir bira 275 kalori, haftada 1 gün bara gidip 6-7 tane içiyorsan çarp çarp dur bu kaloriyi, günlük kalori ihtiyacınında yaşa ve harekete göre değişse de 2500 kalori olduğunu düşün orada biraz uçuyorsun yani ister istemez bira göbeğimsi bir şey olacakken, içindeki godzillayı hareketlerinle az da olsa susturuyorsun, o yüzden de biçimsiz bir şekil çıkıyor ortaya. Ya biraları aynı gün tüketmicen ve spor yapmaya o günler bilhassa devam edicen, ya da 1 gün değilde, 2 gün bara gidip biraları yarıya paylaştırıcan. O da sana ters gelirse hareketi arttır, şınav iyidir, mekikde yap fazla abartmadan, abartırsan fıtık olur. 5 dilim ekmek olayında beyaz ekmek yerine, de ekmeği kesmek iyidir ama yapamam dersen, 5 dilim tam buğday ekmeği göm gitsin bünyene, süper edersin. Bu arada da pastırma yazları olsa da, yaza çok var, gömlek giymeye devam. Pastırma yeme.

anladigim kadariyla ter atmak lazım biraz.

@han20 nisandan beri.
@aduket harikasın. 5 dilim ekmek derken ekmekler dilimli geliyo zaten. incecik. türk adabına göre 2 dilim aslinda. onu tam aciklamamisim.

gömlegi tutacam ve sali günü spora yaziliyorum. kendimle cok çelişiyorum artik. eritemezsem artik tüm cabalara ragmen doktara gidecegim.

gata'da yapılıyordu..

gata da ailemde asker yok hem o ankarada değil mi?

istanbulda da gata var

sivillere de hizmet veriliyordu. askeri personel/ asker ailesi olmanız öncelik sırasında bi avantaj, yoksa aynı muamele yapılıyor. tabi bu dediğim geçen sene, sivillerin muayene olmasını engelleyen yeni bi uygulama yapılmışsa onu bilemem.

anladım ama ben böyle sağlık poliklinikleri falan gibi bi yer bakıyorum.. aslında taksim ilkyardım geçti kafamdan ama orda da gastroloji yokmuş galiba.. taksimde ya da taksime yakın devlet hastanesi de olur.. çok geç bi zamana verirler mi endokopiyi bilemiyorum ama...

taksim ilkyardimda yapiyorlar eminim

devlet hastahaneleri çok geç bir tarihe randevu veriyor,üstelik bayıltmadan yapıyorlar bu işlemi(yani bursa'da öyle)ama özelde 1-2 gün içinde randevu alıp uyurken bir şey hissetmeden endoskopini olur çıkarsın..

Gata ile ilgilenirsen geçen sene orada staj yapıyordum bilgilendireyim, sivillere bakıyorlar yalnız yoğunluktan ötürü geç bir zamana gün veriyorlar, gittiğin gibi de o gün içerisinde yapmıyorlar ertesi gün falan oluyor genellikle ve o kadar saat aç kalıyorsun tabi damardan sana günlük gereksinimleri veriyorlar, yalnızca beslenmiyorsun.(Aynı zamanda sedatif dediğimiz narkotik ilaçlarda veriliyor, biraz tecavüz ilacı gibi, çünkü sana komut verdiklerinde yapıyorsun ya da nasıl hissettiğini sorduklarında cevaplıyorsun ama işlem bittikten sonra hiç bir şey hatırlamıyorsun :)

vücut ısısı

sinir sistemindeki elektrik iletimi bozulabilir,
aşırı ısı oluşup hücre-> doku-> organ yapıları bozulabilir...

kalp elektrik tetiklemesiyle çalışıyor. kalbin ritmi bozuluyor ya da tamamen duruyor olabilir.

sinir sistemindeki hücreler arası bilgi alışverişi elektrokimyasal bir yolla gerçekleşiyor demişti lisedeki biyolojici. e vücuttaki heryerde sinir hücreleri vardır sanırım, her organın her yapının etkilenmesi bozulması normal gibi. sadece benim düşüncelerim, asıl olay bambaşkadır belki.

Birincil nedeni kalp krizi ve solunum yetmezliğidir.

bildiğim kadarıyla sinir hücrelerimiz o kadar yoğun elektriği taşıyamıyor ve pert oluyor ama arkadaşın dediği gibi 1. sebep kalp sanırım, sonuçta elektrikle çalışıyor.

Bu da Tübitak'tan gelsin:
www.biltek.tubitak.gov.tr

kimse amper dememiş, ben diyim bari, amper! insanı öldüren şey amperdir. bir yerde okumuştum 10 mA (mili amper) insanı öldürebilirmiş, tabii direkt olarak kalbe uygulanırsa. amperi çok düşük 10,000 volt saçlarını filan kaldırımış. fuarlarda filan yapıyorlar ya, hah işte o.

onun dışında elektrik her şeye zarar verir. demir-çelik fabrikalarında elektrik kullanılarak, tonlarca soğuk demiri eritirler.

çok önemli: (bkz: tesla coil)

Kalbin varsa dokunur.

il anda ölmediyseniz;
(bkz: akut tübüler nekroz)
(bkz: akut böbrek yetmezliği)

aritmiye sokar, ayrıc ayanıklar hipotermiden ve dehidratasyondan götürür valla.

mantar inatçı ve öyle iki ilaç sürünce çekip gitmeyen bir hastalık. dolayısıyla direnç konusunu bilmiyorum ama tedavide azim şart. yok olana kadar.

Anlıyorum, tedaviye özen gösterilmeli. Ama gösterilmezse daha dayanıklı hale gelir mi bu şey?

Tabiki de, direnç kazanmak her bakteri ve hücre için geçerlidir bunu etki-tepki olarak da düşünebilirsin. Ne kadar etki gösterirsen ya o kadar tepki verir ya da verdiğin etkiyle tepki veremeyecek kıvama gelir. O yüzden tedaviyi yarıda kesmek, gösterip gösterip vermemek gibidir. Bu yüzdende çoğu mantar enfeksiyonu tedavi tamamlanmadığı için tekrarlamaktadır.